Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ile birlikte önce Mart 2022’de olağanüstü NATO Liderler zirvesi yapıldı.
Zirvede kritik konular ele alındı en önemli konulardan biri elbette Rusya – Ukrayna savaşıydı.
Diğer bir önemli konu ise İsveç’in ve Finlandiyanın NATO üyeliği konusuydu.
Bu zirvede Rusya’nın Ukrayna işgali sert bir ton ile eleştirildi ve bu saldırıya karşı NATO’nun da daha sert önlemler alacağı hatta 3.DÜNYA savaşına soğuk savaştan bu yana bu kadar yaklaşılmadığı gibi yaklaşımlar benimsendi.
NATO Sonuç Bildirisinde şunlara yer verilmişti ;
“Rusya’nın Ukraynalılara saldırısı küresel güvenliği tehdit ediyor. Çin, Rusya’nın savaşına herhangi bir şekilde destek olmaktan kaçınmalı. Putin, Ukrayna’daki askerlerini çekip savaşı sonlandırmalı. İttifakın her karış toprağını savunmayı sürdüreceğiz. Rusya’nın sivillere yönelik saldırılarını şiddetle kınıyoruz. Genel Sekreter Stoltenberg, 30 Eylül 2020’ye kadar görevde kalacak. Ukrayna’ya saldırılardan Belarus’u sorumlu tutuyoruz.”
Zirve öncesi açıklama yapan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarının sonuçlarını ele alınacağını, Çin’in bu krizdeki rolünün tartışılacağını ve NATO’nun savunmasını güçlendirmek için atacağı adımlar hakkında yeni kararlar alınacağını belirtti. Stoltenberg, zirvede alınacak kararlar arasında Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Slovakya’da 4 yeni NATO savaş grubu ilan edilmesi, NATO’nun tüm kara, deniz, hava ve uzay alanlarında duruşunu güçlendirmesi, Ukrayna’ya ek destek sağlanması ve Rusya’nın saldırıları nedeniyle risk altındaki müttefik ülkelere desteğin artırılması kararlarının bulunduğunu ifade etti.
Artık gözler Madrid’te yapılacak büyük zirvede idi.
HAZİRAN 2022 NATO ZİRVESİ
Kuzey Atlantik İttifakı (NATO) liderleri, ittifakın 10 yıllık yol haritasını çizen ve Rusya’yı “en önemli ve doğrudan tehdit” olarak tanımlayan NATO’nun Yeni Stratejik Konsepti’ni kabul etti.
Stratejik Konsept’te, Moskova’nın “zorlama, yıkma, saldırganlık ve ilhak yoluyla etki alanları yaratma ve doğrudan kontrol kurma” arayışında olduğu belirtildi. İlk kez Çin’e yer verilen belgede, Çin “gücünü artırmak için çok çeşitli siyasi, ekonomik ve askeri araçlar kullanmakla” suçlandı. Belgede ayrıca, NATO’nun “tüm müttefiklerinin bütünlüğünü” savunma kararlılığı teyit edildi.
NATO 2010’da Norveç’te düzenlediği zirvede, dönemin Rusya Cumhurbaşkanı Dimitri Medvedev’in de katıldığı toplantılarda Rusya’yı “stratejik ortak” olarak tanımlamıştı. Son “Stratejik Konsept”ten bu yana; Rusya’nın Kırım’ı ilhakıyla başlayan süreçte NATO-Rusya ilişkileri ciddi bir bozulma yaşadı. Bu bozulma, NATO liderlerinin Madrid’de kabul ettiği yeni Stratejik Konsept’e de net olarak yer aldı.
Genel Sekreter Jens Stoltenberg, Perşembe gününe kadar Madrid’de yapılacak olan zirvenin ikinci gününde yapılan ilk resmi oturumun ardından basın toplantısı düzenleyerek, İttifak ülkelerinin önümüzdeki 10 yıl için yol haritalarını çizen metni onayladıklarını açıkladı. NATO liderlerinin üzerinde uzlaştığı 10 sayfalık yeni Stratejik Konsept’te NATO’nun değişen jeostratejik dengeler ışığında belirlediği yeni pozisyonların tanımı yapıldı. Stratejik Konsept, Rusya’yı; “müttefiklerin güvenliğine ve Avrupa-Atlantik bölgesinde barış ve istikrara en önemli ve doğrudan tehdit” olarak tanımladı, Moskova’yı “zorlama yoluyla etki alanları ve doğrudan kontrol kurmaya çalışmak, saldırganlık ve ihlal” ile suçladı.
Rusya’nın nükleer kuvvetlerinin modernizasyonu, Moskova’nın nükleer silah kullanma tehditleri ve hem konvansiyonel hem de nükleer savaş başlıklarını taşıyabilen hipersonik silahların geliştirilmesine atıfta bulunularak; Rusya’nın “yeni ve yıkıcı çift yetenekli dağıtım sistemleri” geliştirme konusundaki endişelerini dile getirdi.
Rusya ise NATO’yu, 1990’ların ortalarından bu yana doğuya doğru genişleyerek Avrupa’nın ve Rusya’nın güvenliğini tehdit etmekle suçluyor.
Çin hakkında da sert ifadeler
Bir önceki 2010 Norveç Stratejik Konsepti’nde “Batı’da iyi huylu bir ticaret ortağı ve üretim üssü” olarak tanımlanan Çin de, yeni belgede NATO’nun eleştirilerinden payını aldı. Çin yeni Stratejik Konsept’te artık, NATO’nun “çıkarları, güvenliği ve değerlerine meydan okuyan, stratejisi, niyetleri ve askeri yapısı hakkında şeffaf olmayan ekonomik ve askeri bir güç” olarak tanımlandı. Çin hakkında, “kötü niyetli hibrit ve siber operasyonları müttefiklerin güvenliğine zarar veriyor ve kurallara dayalı uluslararası düzeni alt üst etmeye çalışıyor” gibi dikkat çeken ifadeler yer aldı.
Konsept’te, Çin’in ekonomik emellerine de değinilerek, Pekin’in kilit teknolojik ve endüstriyel sektörleri, kritik altyapıyı ve stratejik malzeme ve tedarik zincirlerini kontrol etmeye çalıştığı belirtiliyor.
Ancak Fransa ve Almanya gibi, “Amerika ve Çin arasında sıkışmaya itiraz eden” ülkelerin bastırmasıyla, “Buna rağmen İttifak, Pekin ile yapıcı bir angajman için hazırdır” ifadesi de belgede yer aldı.
Çin ile yapıcı angajmana açık kalacağını, aynı zamanda farkındalığı yükselteceğini ve Pekin’in “zorlayıcı taktikleri ve ittifakı bölme çabalarına” karşı hazırlığını arttıracağını söyledi.
NATO’nun tüm müttefiklerin toprak bütünlüğünü savunma kararlılığı da net ve sert olarak ifade ediliyor. NATO her 10 yılda bir yeni dengeler ışığında yeni stratejik hedeflerini ve odak alanlarını belirliyor. Bu belge, NATO’nun daha sonra uygulayacağı askeri ve politik eylemlerinin de çerçevesini çiziyor.
Gelişmeler 3.DÜNYA SAVAŞI’nın çok yakın olduğunu gösteriyor.